KOVA ÇAĞI BAŞLADI – HER AN GELEBİLİRLER…
Var mıydı, yok muydu, neydi, nasıldı, görüntüler gerçek mi yoksa “fake” miydi” çeşitli iddialar, söylenceler…onlarca yıldır tartışılıyor. “Uzaylı” efsaneleri, UFO tartışmaları sanıyorum ki artık sona erecektir, çünkü artık, metafizik ve evrensel pek çok sır perdesi açılacak ve pek çok gerçeklik apaçık ortaya çıkacaktır. Ve çok büyük bir olasılıkla da bu 20 yıl içinde, “uzaylı” olarak anılan galaktik insanlarla doğrudan temas yaşanacaktır.!
Evet, bu müjdeyi vermek istiyorum sizlere.. Dünyadışı gelişmiş uygarlıklar, yaklaşık 2 bin yıldır, geri plana çekilmiş, ortalarda görünmüyor – istisnai bazı vakalar dışında – doğrudan temas kurmuyorlardı biz Ademoğlu insanlarla..Bir zamanlar insan uygarlığını kurup inşa eden galaktik üstatlar, 2 bin yıl kadardır, insanlığı kendi aykaları üzerinde dursun ve tekamülüne kendi çabalarıyla devam etsin diye geri plana çekilmiş, Yeryüzü’nü terk etmişlerdi.. Ama sanıyorum ki artık, bu süreç bitiyor ve yeniden bizimle doğrudan temas kuracak ve kendilerini ayan – beyan bizlere takdim edeceklerdir. Yarın mı olur, gelecek ay mı, gelecek sene mi, yoksa 5 yıl sonra mı bilemem, ama 20 yılı aşmaz diye düşünüyorum. Falcılık, medyumluk falan mıyapıyorum? Tabii ki hayır! Peki, neye dayanarak böyle bir iddiada bulunuyorum?
Kova Çağı, ha başladı, ha başlayacak deyip duruyoruz son 50 yıldır. Ama bence, başladı! Plüton başlattı bunu! Dünya’nın presesyon hareketine bağlı olarak oluşan, bir astrolojik çağ yaklaşık 2160 yıl sürüyor. Ve yaklaşık son 2 bin yılı aşkın bir süredir Balık Çağı’nı yaşamaktayız / yaşamaktaydık ve Kova Çağının başlayacağından söz ediyorduk. Bazı kesimlerde, 50 – 100 yıl daha var diyenler söz konusu Kova Çağı için. Ama, bence, büyük kozmik güç Plüton’un geçtiğimiz 2023 yılı Eylül ayında Kova Burcu’na geçmesiyle, Kova Çağı resmen başlamıştır! Çünkü, Plüton, değişim – dönüşüm – gelişim sürecinin ustasıdır, yani, insanı ve toplumları, dünyayı maddi ve manevi yönlerden, teknoloji, bilgi ve şuur, idrak ve ruhsal bakımdan bütünüyle yeni ve gelişmiş düzeylere taşımakla tekamül olgusun efendisidir. Kitlesel ve uzun süreli bir büyük kozmik tesirdir. 2044 yılı sonuna kadar Kova Burcu’nda kalacaktır. Bu 20 yıl, son derece güçlü bu metafizik kozmik usta için Kova Çağını, insanoğlunun hayatına sokmaya yeterlidir. Plüton, bu saydığım özelliklere paralel olarak ölüm ve yeniden doğumun da efendisidir. Eskimiş, yozlaşmış, çürümüş, kokuşmuş ne varsa söküp atar, öldürür adeta ve yerine yenisini, sıfır modelini getirir. Ayrıca Plüton, hücre ve atom düzeyinde etkili olduğundan, büyük keşiflere de yol açar. Ruhsal – metafizik bir güç olarak görünenin ötesini de araştırır, bulur, deşifre eder ve gün yüzüne çıkarır (gizli polisler, ajanlar, yeraltı örgütleri, gizli tarikat ve cemaatler hep Plütonyen insanlardan oluşur). Bu özelliklerinden dolayı Plüton, ruhsal alana, metafizik boyuta dair en yeni, en yüksek hakikat bilgilerini apaçık olarak ortaya koyacaktır, tıpkı, 2 bin yıldır, kendilerini saklayan, perde arkasından insanlığı izleyen ve gizlice müdahalelerde bulunan dünyadışı zeki varlıklar için söz konusu olacağı gibi. Çünkü, artık “zamanı” gelmiştir ve artık, kendilerini gizlemekten vaz geçerek bizlerle doğrudan ve açık temas kuracaklardır sanıyorum. İnsanoğlu – tamamen olmasa da, asla tüm kitleler için söz konusu olamaz, hep gelişmiş azınlık sürükler kitleleri peşinden yukarılara doğru – evrensel olana, Hakikat Bilgisi’ne doğru açılmaya, yükselmeye hazırdır denilebilir artık.. Dünyadışı temas artık yaşanacaktır, yüzlerce yıl beklenmeyecektir diyoruz çünkü, Kova Burcu UZAY demektir! Sırları açığa çıkaran, bilinmeyeni deşifre eden büyük usta Plüton, uzay demek olan Kova Burcu’ndayken buna şaşırmamak gerekir sanıyorum. Uzayın burcu Kova, devrimler ve teknolojiyi de yönetir, bu nedenle, büyük kozmik güç Plüton, uzay teknolojisinde çok büyük devrimsel nitelikte keşif ve icatlara da olanak hazırlayacaktır mutlaka. Başka gezegenlerde kolonileşme yolunda büyük adımlar atılıp önemli imkanlar yaratılacaktır. Ama, nedir ki – aynı noktaya dönmem gerekiyor tekrar – dünya dışı gelişmiş uygarlıklarının, Yeryüzü’nde 2 bin yıl sonra Ademoğlu ile doğrudan tekrar temasa geçmesi, en önemli gelişme olacaktır. Bu olay, bizim uygarlığımızın insanlık tarihinde yaşanan en “olağanüstü” en çarpıcı, en güçlü ve en önemli olay olacaktır doğal olarak! Evren, varoluş ve hayat hakkındaki bilgisi son derece sınırlı ve yetersiz, dünya ölçeklerinde kalmış olan insanlık, evrene açılmış olacak, bize aşılmaz olan, imkansız gelen pek çok metafizik, astronomik, astrofizik ve fizik bilgilere ulaşabilecek, “imkansız” teknolojilere sahip evrensel insanlardan varoluşa dair çok şey öğrenilecektir. Tüm bunlar, insanlık tarihinin imkansız hazineleri değerinde olacaktır. Muhtemel ki, okullarda, üniversitelerde okutulan pek çok ders kitaplarını çöpe attıracak kadar devrimsel boyutlarda olacaktır bu olay. Varoluş ve hayata dair, pek çok sır, artık sır olmaktan çıkacaktır. Büyük çoğunluk olarak, evrende kendisinin yegane varlık olduğunu düşünen, kendisini bir bakıma evrenin merkezine yerleştirmiş olan, evrende başka zeki varlıkların da olabileceğine akılları hiç yatmayan kitleler için, hurafelere gömülü minicik dünyasının karanlık realitesinde yaşamakta olan her inançtan milyarlarca insan için, dünya dışı zeki canlıların apaçık ortaya çıkışı, eşi, benzeri görülmemiş, çok büyük bir şoktur olacaktır aynı zamanda…
Çağımız, bir büyük kozmik devrenin bitimi ve yepyenisinin, Kova-Bilgi – Aydınlanma Çağı’nın başlangıcıdır. Bu süreç biz Ademoğlu neslinin en son devresi de olmaktadır. Yani, Dünya Tekamül Okulu kapanmaktadır (kutsal kitaplarda kıyamet diye adlandırılmıştır). İnsanın şuursal gelişimi bu süreçte zirve yapar ve sona erer. Bu yüzden, derin uykudaki kitleleri uyandıracak, en şok edici gelişmeler bu süreçte yaşanır/ yaşanmakta.. Bu şoklar güçlüdür, çünkü içerdiği hakikat bilgisine kapı açan tesirler çok güçlüdür. Ama nedir, ruhun aydınlanması ve tekamülüne yönelik bilgisi ve katkısı da o derecede güçlüdür! Kıyam/ şuursal ayağa kalkış bir günde gerçekleşmez, bu bir süreç işidir. Ve bizler bu süreci bilerek veya bilmeden yaşamaktayız. Adeta sırat köprüsünden geçmekte, hasat edilmekteyiz. İnsanoğlu, Dünya Tekamül Okulu’nun son derslerini alarak ve final sınavlarını vererek, ya mezun olmakta, yada sınıfta kalmaktadır.
Allah, hepimize bu süreçte güç, kuvvet, akıl ve idrak nasip etsin.10.04.2024
Kalın esenlikle… HERKESE İYİ BAYRAMLAR..!
H.SERDAR HASGÜLER
Bir yanıt yazın